26 Mayıs 2014 Pazartesi

Mehmet Erenin ilk okul partisi


bu özel bir yazı
onun ilk okul deneyimi ve bu deneyim içindeki ilk doğum günü partisi. 
çok özeldi
o çok heyecanlıydı
okula sabah büyük bir telaş içinde gitti. 
parti malzemelerini onunla birlikte servise verdiğimde keyfine diyecek yoktu
ananesinin aldığı yeni kıyafetlerini koydum çantasına . önce kendisine gösterdim . beğendi. 
okulda da hep heyecanlıymış. yemek yiyememiş. uyuyamamış. 
o küçücük dünyasında midesine kramplar girecek kadar heyecan duyduğu şeyin masumiyeti, samimiyeti ister istemez sizi de etkisi altına alıyor. ben de çok duygusaldım o yüzden. 
aslında doğum gününe daha var. ama okulların bitmesine yakın olduğu için herkes devam ederken yapalım dedik. 



Pastası onun istediği figürlerle yani şimşek mcqueen ve mater li oldu

parti malzemeleri yine onun istediği figürlerle bizzat babası eliyle alındı. 
arkadaşlarına verdiği hediyeleri de yine bize önceden söylediği şekillerde alındı








öğretmenleri de çok güzel masa hazırlamışlar. oğlumu giydirmişler. hazırlamışlar. pür neşe karşıladılar bizi. 


 
bizi görünce dudaklarını ısırdı. sevindi.


 
biz de sınıfı çocukları görünce mutlu olduk, gururlandık



 
ece çok şaşkındı ama uyumluydu hem de çok :)









neredeyse  4 yasını doldurdu
seneler ne kadar çabuk geçiyor. daha dün gibi onu kucağıma alışım.
ama bir gün bir önceki gününü özlediğin, o gün ise ayrı bir tat aldığın , sevmeye doyamadığın , öpmeye kıyamadığın, kokusuyla sarmalanıp, sıcaklığıyla iyileştiğin, sesi dünyanın en güzel sesi , varlığı en değerli armağan  kısaca Allah'ın bize lutfu olan varlık : evlat. 

onları ne kadar seversem o kadar az sevmişim gibi oluyor
böyle düşününce de aklıma hep annem  geliyor. 
bir hafta sonları eve gelip sonra tatil bitip de okullarımıza döndüğümüzde telefonda hep ben sizi öptüm mü hiç, hiç sarıldık mı birbirimize derdi. gerçekten öyle oluyormuş. 
4 yıldır oğluma 2 yıldır kızıma sarıldım mı acaba yeterince ?





hani bir dizide diyordu ya kadın : iyi ki doğurmuşum seni diye
aynen öyle çocuklar nimet aynı zamanda değil mi. 
okul geçtiğimiz hafta anneler günü için de güzel bir hazırlık yapmıştı. 
okulda çocuklarımız bize çiçek verdi 
ben de onu işyerimin bahçesine diktim 
teşekkürler Yiğitalp teşekkürler bebeğim. 
















25 Mayıs 2014 Pazar

çocuklarla başbaşa kısa bir tatil



evveet biraz aradan sonra artık bir şeyler yazayım dedim. 


geçtiğimiz hafta yani 19 mayıs haftası izne çıktım. 
güzeldi. 
dinlendim mi ? hayır tabiki 
ama eğlendim. 
uzun zamandır çocuklarımla böylesi başbaşa kalmamıştık. 

neler mi yaptık?






Eskişehire gittik. Aylardan sonra yeniden Eskişehirde olmak özellikle Mehmet Eren için çok keyifliydi. Biraz nostalji yaşadı . özlemiş. Ece de çok keyif aldı. Parklara bayıldık. bizim evin etrafında  malum çok park yok. 
Eskişehirde hem annemlerin evinin yakınındakiler hem de Sazova parkı her kes için süperdi. 







ece çok mutluydu. toprakla oynadi. üstünü kirletti. bunu çok sevdi :)
kaydıraktan kaydı. salıncakta sallandı. 
ama çok afacan bir kız oldu. hiç söz dinlemeyen , sürekli itiraz eden
gözünün içine baka baka bildiğini okuyan bir veled oldu :) 

"anne ben pasta yapıyorum. hadi ye"

"anne yeme o benim pastam "



anne luppen, yimiycem !!!
anne ben kendim yapıcam
ben kendim alıcam 
ben kendim gidicem

nedir bu herşeyi kendim yapıcam merakı yahu
diyecektim tam mehmet eren aklıma geldi. evet o da öyleydi bir zamanlar

şimdi ise ;
anne sözümü dinle
anne bir dakika beni dinle daha söyleyeceklerim bitmedi

gibi cümlelerle kendisini anlatmaya ve bizi ikna etmeye çalışıyor 






Sazova parkına bir gemi ve de bir şato yapmışlar. 

Mehmet Erenin hayalinin gerçek olduğu yerdeydik yani 

o kadar harika olmuş ki, benim bile o masal kahramanlarından birisi olup bu parktaki mekanlarda
o masalı yaşayasım geldi. 

Korsan gemisini tam da Peter Pan daki gibi düzenlemişler. Mehmet Eren masalın ta içine dalan bu geminin mahzenindeki çocukları kurtardı hayali olarak. Hala o gemi aklından çıkmıyor. İlk Eskişehir gezimizde kılıcını yanına alarak binecek bu gemiye ve korsanlarla savaşacak :)








Kahraman çocuk Mehmet Eren geliyor!
bu fotograf çekilirken  böyle diyordu :)








  
            
anne çekil önümden gemiyi sürüyorum :)






ece napıyorsun kızım
gemiye biniyorum
nereye gidiyorsun
atta :)




ben : ece çok yaklaşma timsah seni yemesin kızım, 
mehmet eren : anne bu gerçek değil ki makeeet :)
ece: (bana dönerek ) gerçek değil bi kere yemiyor o !













anane ve dede için çok sürpriz bir ziyaret oldu bizim bu gezimiz. çok keyifliyfi. ananemiz dizlerinin ağrısını unuttu adeta. dedemiz tüm enerjisini seferber etti bizimle koşturdu . 








tabii Eskişehire gidip de köye gitmeden olmazdı. 
Minecimin apandisit ameliyatı olmasını da göz önünde bulundurarak hem ziyaret hem de turistik gezi yaptık
her zamanki gibi bayıldık Hüseyin Gencenin çiftliğine :)
bahçe çok güzeldi. çimenler , toprak o kadar doğaldı ki.  çocuklar çok sevdiler. iştahları bile açıldı. yengemizin yaptığı tavalokumları hüplettiler. 







artık her yere çocukların gözüyle bakmaya çalışıyoruz. 
evet burası toprakla oynamak için uygun
evet burada top oynanabilir
evet buraya salıncak kurabiliriz 
onlar keyif aldıkça , onlar mutlu oldukça 
hayat daha tatlı oluyor gerçekten!





7 Mayıs 2014 Çarşamba

çocuklar, aktiviteler, selfiler :)



ececim bugunlerde çoook tribal
diş midir gribal midir bilmem ama pembe pembe yanaklı , burnu akan, halsiz bir kızım var günlerdir. 

sinirliyiz bir de. 
yemiyceeeeeeem !!!!
elimi yıkaaaa!!!
pırt yaptım yıkaaaaa!!!

ama uyurken yavru bir kedi gibi minnacık , pamuk gibi
hem uyku arasında beni daha bir seviyor :)
yanaklarımla oynuyor. kollarımı sıktırıyor. boynumu çimdikliyor. ama istiyor ki hep yanında olayım e böyle olunca da ben uyuyamıyorum malesef   
:(





1 mayısta amcasının evinde İsmail dedemizin anısına Kuran-ı Kerim okundu . 
orada Duru Mehmet Eren ve misafirlerin kızlarıyla oynadı, peşlerinden koşturdu :D
ah cancazım kimse almıyor oyunlarına onu. o da aralarına karışmaya uğraşıyor. 
"seni seni ece " diyordu bir ara kendi kendine. 
herhalde çocuklardan birisi ona öyle söylemiş o da kendisine söylüyor :)




yengesine mısır patlattırıp afiyetle yediler. mehmet eren: "bakalım babamınki gibi olmuşmu  " 




sağanak yağmur yağınca salıncak keyfini merdivene taşıdık :D


biraz da parka gidelim dedik ama yağmur sonrası olduğu için serin ve de ıslaktı


kuzenlerle köyde buluştu oğluşum
ama artık köyler de çok teknolojik. bizim zamanımızda yakan top felan oynardık şimdi çocuklar internette oynuyor bütün oyunları :(



" hadi servi yapalım anne " :D



bu kolajı oğlum yaptı. ben de kenarlarını çizdim :D


evet benim de farkettiğim gibi amaçsız bir yazı oldu bu
olsun ki 
çocuklardan anlık fotograf koydum,
ecenin rahatsızlığından dem vurdum,
iki üç de sosyalleştiğimizi anlatan foto koydum
daha ne isterim ki

haa dur bir de bu haftasonu Etkinin düğünü var onu da haber niteliğinde yazayım. düğüne dair foto ve açıklamaları sonra paylaşırım

işte  blog yazmak böyle birşey :D