25 Aralık 2015 Cuma

şimdi okullu olduk sınıfları doldurduk




okulda yaptıkları bu etkinliğe bayılıyorum. bir konu üzerinde çocukların fikirlerini alıyorlar. sonra da bu sekilde bize yolluyorlar. İlerde kendileri de anımsayıp gülecekler bu yüzden de saklıyorum bunları.

Ne kadar ilgilensem de ne kadar bir şeyleri öğretmeye anlatmaya çalışsam da benim onlarla yaptıklarım akıllarında çok kalmıyor. Ama okul , kesinlikle unutmuyorlar ve orada öğrendiklerini daha çok seviyorlar. bu iyi birşey değil mi, bence iyi.

arkadaşlık , sevmek, sabır göstermek gibi kavramların da anlamı pekişti okul başladığından beri. ama birbirlerine karşı gösteremedikleri sevgi ve sabır hislerinde hala bir değişiklik yok :(


okul artık meraklarını cezbetmeye başladı. haftalık planda yazan aktiviteler hakkında konuşurken , öğrendiklerini anlatırken, ödev yaparken sevindiklerini görmek mutlu ediyor. inşallah da bu şekilde devam eder. okul dolu dolu. sürekli aktivite ve eğlence bir arada.

Deneyler;


çok etkileniyorlar ve seviyor çocuklar bilimi. mantıkları alıyor ve anlıyorlarsa hayat boyu unutmayacakları deneyimler bunlar. Mehmet Eren zaten oldum olası sever deney olayını az deney yapmadı evdeki materyallerle :)
Ece fasulyesinin nasıl çıkacağını sabırsızlıkla bekliyor. Mehmet eren pişen yemeklerin ya da kaynayan suyun üzerindeki buharı hemen açıklamaya koyuluyor. 
"bu buharlar bize yağmur olacak anne :)"



soğuk hava deneyi

fasulye çimlendirme



su buharı deneyi
Sunumlar: 
Mehmet Eren'in okul projesi için powerpoint de sunum hazırladık birlikte. Hatay ilini anlattı arkadaşlarına. Bu yaşta çocuklar sunum neymiş öğreniyorlar. bizim zamanımızda biz belgesel bile izlemezdik :)

ilk şiirini de ezberledi: elma
ona elmadan tac yaptık ve bir sepet elma hazırladık. okulda arkadaşlarına okurken yanında dekor ve ikram oldu :)



elma şiiri sunumu (yerli malı yurdun malı haftası etkinliği)

elmayı bilmeyen kim
amasyalıdır en sevdiğim
rengi alev kırmızı
açar iştahımızı
       






















sorumluluk sunumu: HATAY ili tanıtımı









Satranç: Ece hala ilgili değil satrançla. çok sevmiyor. ama satranç ablayı seviyormuş. çünkü kendisine "sen bir prensessin" diyormuş :)







Bayram, Atatürk'ü anma aktiviteleri, özel günler:

https://www.facebook.com/100010281368796/videos/166178697068175/


cumhuriyet bayramı
kızılay haftası


           


ee dişleri ihmal etmemek lazım: Okulda florur uygulaması

 

Aktiviteler:

gazete parçalama: ben gerçi bunun temelde eğlenmek amaçlı olduğunu düşünüyorum ve bir gün biz yetişkinler için olanından da istiyorum :)

gazete parçalama


petito ayıcık ile sağlıklı holahop çevirmece :)
balon katlama etkinliği
tiyatro, pamuk kızım kırmızı başlıklı kız olmuş :)



Bale;


Ece için bale çok önemli. Çünkü sadece o yapıyor. Mehmet Eren yapmıyor. çünkü o prenses değil. bale prenses dansıdır diyor. zor bir dansmış o yüzden anne sen de yapamazsın diyor :) 
Aslında çok sevdiğini düşünmesem de ona özel olduğunu hissettirmesi güzel bir duygu. Perşembe akşamları küçük bir bale resitalimiz oluyor müziksiz. bekleriz :)


Mehmet Eren ise 1,5 aydır gittiği cimnastikte çok mutlu. Okul yerine ben buraya geleyim hergün diyecek kadar hem de . 







tabi biz evde de rahat durmuyoruz ki...
yeni yıl yaklaşıyor, her yeri süslediler, göz dolduruyor tüm mekanlar, ee havalar  da soğudu, evden çok çıkamıyoruz bari evimizi hareketlendirelim dedik. renk değiştiren ışıklar , çocukların özenle yaptığı kes yapıştır resimler ve kutu kutu evlerle dekor yaptık biraz karışık gözüküyor ama çok sevdik biz :)

eserlerimizi süsledik
şimdi ben böyle albüm gibi aslında fotografları anlatıyorum ya aklıma bunları neden yaptığımı yazmadığım geldi. Bunları burada beni memnun ettiği ve içimde yer bulduğu için paylaşıyorum. hepsinin anlamı var benim için. Onlarla sürekli bir şeyler yapmak sonra onları sunmak çok güzel bir duygu. 

https://www.pinterest.com/medinegedik/pinopano/

bu pinterest ne güzel bir dünya. Oradan şahane fikirler bulup uygulayabildiklerimizi uyguluyoruz. Bir figurun içine çocukların suratını yerleştirdiğimiz çalışmayı çok sevdik. bir de parçaları birleştirerek yaptığımız kardan adamlar. Tuvalet kağıdı rulolarından yaptıklarımız da çok eğlenceliydi ama yer kaplıyor. bu yüzden duvarlarda boş yer kalmayıncaya dek bu tip aktiviteler yapacağız :)


duru 5 yaşına girerse 
asya ve defne bize gelmiş hoş gelmiş

bize göre güzel bir yıldı 2015 . İnşallah 2015 herkes için özellikle de savaş ve kıtlık olan yerler için daha yaşanabilir bir yıl olur. 

sevgiyle...


























24 Aralık 2015 Perşembe

hadi toparlayalım şu işi

aylardır görüşmedik. 
ne çok şey birikti konuşacak. 
sahi en son ne zamandı. 6 ay olmuş mu. 
ayy nerden başlasam, en iyisi en sondan başlamak. 

biz okula giderken
sabah erken

Ece'cim okullu oldu sonunda. Çantasıyla , onun tabiriyle okul suluğuyla, okul ayakkabısıyla herşeyiyle bir okullu bıdık
Minik Kelebekler Çocuk Koleji onun için tercih ettiğimiz bir okuldu. Butik tarzı tam Eceye göre. samimi ortamı ev havası aile gibi davranan öğretmenler. o da çok hakkını verdi ama . çok kısa sürede alıştı. arkadaşlar edindi. okula giderken ağlamıyor. ilk günden itibaren okulda uykuya uyum sağlayabildi. 

masal ela ece
üç kafadar prenses

her gün soruyor "bugun de mi okula gidiyoruz anne" evet kızım "ne çok okula gidiyoruz değil mi anne" çok mu geldi kızım "hayır sadece çok gidiyoruz anne " :)

biz Dünyanın ablasıyız
mehmet erenle okul hakkında konusmalarını dinlemelisiniz. özellikle servis gittikten sonra nöbetçi sınıfa geçtiklerinden kim kimin arkadaşı karışıyor Ece için :) "Egemen benim arkadaşım " "hayır! benim arkadaşım Ece"  "ama Ela da benim arkadaşım" "ne alakası var Ece" :)

boy sırasında bile poz veririz

Mehmet Eren için anaokulunun olgunluk dönemindeyiz diyebilirim. sayıyor zaten ben 3 okul bitirdim anne. 5 yaşındayım ama 3 okul bitirdim :) Bu yüzden okulda yapılan şeyler bazen ona sıkıcı gelebiliyor ama arkadaşlarını sevdi sanırım biraz daha rahatız bu sene bu yönden

okula ben götürüyorum ben alıyorum okuldan. bu yüzden de servis arabasına dönen arabamda artık bana rahat yok. daha arabaya biner binmez başlıyor istekler. bisküvi , simit, su, çerez, sakız , çubuk kraker... benim sağ kol diğerinden uzun artık. sürekli arkama uzanmaktan kulunçlarımdan da kurtuldum. daha iyi egzersiz bilen beri gelsin :) 

ne olursa olsun elbise ... hep elbise


Ece için son zamanlarda en önemli şey "prenses olmak" Ne yaparsan prenses olursun ne yaparsan olamazsın konulu kitabımız yakında raflarda... :) "yemeğimi yersem daha iyi bir prenses olurum değil mi anne" "saçımı taramana izin veriyorum çünkü daha güzel bir prenses olmak istiyorum" "hadi elbisemi giyelim çünkü bu kıyafetim prenseslere göre değil " yani ne yaparsanız bir şekilde onun prensesliğine etkide bulunuyorsunuz dikkat !

birgün ona isim arıyoruz prenses ismi ; ben diyorum mandalina ece diyor papatya mehmet eren de diyor ki "o herseye burnunu sokuyor ben olsam onun adını prenses maydanoz koyardım" :) 

ananesi örmüş, ece de neredeyse üstüne diktirdi. 
2 gun gece gündüz üstündeydi. tabii tacı da :)



Mehmet Eren de ise yeni arkadaş çetesinin ilgilerine ilgi duyma dönemi başladı. aslında çok da bilmiyor kim kimdir nedir izlemedi bile ama olsun arkadaşları seviyor önemli olan bu. avangers diye mi yazılıyor ondan da emin değilim ama iron man , spider man, batman, vs vs bunlar bizim için çok önemli insanlar. öyle onlar da kimmiş demeyin alınırız kırılırız üzülürüz sonra. 


batman kim oğlum
o bir kahraman
biliyor musun bizde de kahramanlar var
bilmiyorum anne !!!


Mehmet Eren yine aynı aslında. Okul onda farklı bir tat bıraktı bu kesin. okulu arkadaşlarını sevdi. nihayetinde çocuk bazı sabahlar gitmek istemediği oluyor elbette. ama benim gözlemlediğim en güzel değişim kendine güveninin gelmiş olması. arkadaş konusunda yavaş yavaş tatmin duyuyor olması. daha çok yolu var ama sürekli ismini zikrettiği arkadaşları olmasına seviniyorum. "sarp ege, egemen, kerem, mustafa vs" 








bu dönem ilaveten satranç başladı. artık kesin kurallar var. evdeki gibi sürekli yenmek de yok. bu olay biraz sıkıcı bence de :) ama sonucta hayat böyledir değil mi sonuçta hep biz kazanamayız :)
evde oldugunda sürekli kendi başına gördüklerini uygulamaya çalışıp  fikirleri tıkandığında sinir olan oğluşum okulda bu konuda da yalnız olmadığını öğrenmiş. "anne biliyor musun kerem de bazen pes ediyormus , bazen beceremeyince bırakıp pes ediyorum diyormus " 

bazen okul çalışmaları çok yorucu oluyor anne 
sanırım bana vitamin almalısın 

yaptım ama yemedim. hiç sevmedim! 
ben zaten sevmem böyle şeyleri :)

avengers da ugur bocegi yok ki anne yav:(

at binmeyi seviyoruz ama at onun arkadaşı olmamış hala. 
ah bu çizgi filmler !!


ne diyelim biz böyleyiz, anı yakalayıp onunla eğleniyoruz :)

devam edecek...:)




29 Nisan 2015 Çarşamba

neler oldu neler

yine bir sürü gündür yazamadım. ama ne çok aktiviteler ne çok koşturmacalar içindeydik 
alinin doğum günü , melikelerin gelişi sonra canın doğum günü arkadaşlarla buluşmalarımız derken nisan bitmiş haberim yok :)

Alinin doğum günü haftasonuna denk geldi ve herşey çok güzel oldu. annemler melikeler bizde toplandık. aslında Ayferin de doğum günüydü bu ay ama onu o kadar çok kutlayan oldu ki bize zaman kalmadı :P

evet babamız 40 yaşına girdi. ona melikeyle birlikte pasta yaptık. ne güzel oldu bakın :) herkes beğendi neden güzel olmasın ev yapımı ve melikenin eli değdi sonuçta.


doğum günü kutlamalarımız devam etti. Mudanya yolunda bir bahçe kahvaltısı yaptık. baharı karşıladık. çok güzel bir hava vardı. çocuklar bol bol temiz hava aldı. 



burada at da biniliyordu ama çok kalabalıktı. bir önceki haftasonu çocukları başka bir binicilik kulubunun yerine götürmüştük. Mehmet Eren orada ata binmişti. burada da aynı keyfi aradık ancak at sayısı ve seyis sayısı az olduğundan çok keyifli olmadı. 

katya ve mehmet eren  ile dedesi
at binmeye istidadı varmış bizim oğlanın. eğitmenler öyle dedi. dedesi de oğluma at alacağına söz verdi :)

çapkın ve mehmet eren

Ececik nasıl korktu at üstünde olmaktan. Aslında seyrederken korkmamıştı. Ama binince ürktü bebişim. Ağladı. onun için farklı bir at bile getirdiler ama ondan da korktu. sanırım daha küçük ya da annesine benzemiş azcık ödlek olacak :)


                                                     
          
baharı karşıladık demişken bisiklet olmadan olmaz tabii. her ne kadar evimizin etrafında bisiklet binecek yer olmasa da çocukları bisikletle tanıştırdık. Ece için de yeni bisiklet alma zamanımız gelmiş. Bacakları uzun geliyor abisinin bisikletine :)


nihayet havalar ısındı, derken herkes sokaklara aktı. iş çıkışlarında ya da haftasonları biz de parklara akın ediyoruz. ece salıncak ve kaydırak seviyor mehmet eren ise çerçöp toplamayı, hazine aramayı, koleksiyon yapmayı. sürekli birşeyler topluyor sonra onları bisikletin arkasındaki sepete dolduruyoruz. hatta geçen 2 tane kocaman taş koymus sepete. o da hemen tekerleğin üstünde olduğu için tekerleğin dönmesini engelliyor kanter içinde bisiklet sürmeye çalışıyor çocukcağız. farkettik de kurtulduk doğaya bağışladık onları :)







romantik ihtiyar delikanlılar

Doğum günü kutlamaları demiştik değil mi Ayferin yanında olamadık ama onun için resim yaptık. o kadar beğendik ki resmin üstündeki Ayfer yazısını sildirdik ve oraya kocaman "ECE" yazdık :)


Ayfercim iyi ki doğdun. bu aslında sensin ama yapacak bişey yok çünkü biz bu resmi çok beğendik :)



Bu iki bıdık, Bursaya geldiklerinde  dışarıda ne güzel oynadılar. Ama malesef Canın doğum gününde bu görüntüyü veremediler bize :)










Cancanımız 3 yaşına girdi. ama girdiğine pek sevinemedi. doğum gününü ilk başlarda hiç sevemedi. o an zaten hiçbirimizi sevmedi. bu yüzden birlikte bir doğum günü fotoğrafı aradım ııh yok. buna üzüldüm ama napalım inşallah büyüdükçe daha güzel karşılayacağı , mutlu ve heyecanlı olacağı doğum günleri olsun. herşey çok güzeldi. pastası harikaydı. süsler, meloşun yaptırdığı foroğraflar herşey çok hoştu. ortam, bahçe arkadaşlar sohbet muhabbet bizler için herşey çok iyiydi. çok iyi geldi. iyi ki doğdun tombak oğlum. her yaşın annenle babanla seni seven ve senin sevdiğin kişilerle kutlansın. Ecenin deyişiyle "ömrün çok olsun " :)

Evet bizim Ece bugunlerde bu cümleyi kurmayı çok seviyor. hatta geçende düğüne gittik. takı sırasında bir bebek vardı. "babacım ona ömrün çok olsun" diyebilir miyim :) dedi. şaşırdık. elini öperse söyleyebilirsin dedik :)

bir düğün hatırası


annecik de bu arada arkadaş toplaşmalarını kaçırmamaya çalıştı. anneciği seven ve onun da sevdiği insanlarla olmak bir annecik olarak benim de hakkım öyle değil mi :)


Zuhal hanımın evinde keyifli ve yemekli bir sohbet:)

BAU arkadaşlarımla ilk suchi keyfim ve tatlı muhabbetimiz

sosyalleşmeye devam tabii. neredeyse oniki yıl önce görmek istediğim ancak zaman bulup da izleyemediğim bir müzikal türkiyeye gelmiş. eh ben de sosyal ve bu tür aktiviteleri yakından takip eden bir insan olarak !!! kaçırmadım. "the phantom of the opera" is there , inside my mind :) Mehmet Eren de Ayfer ve Gürhanla "madagaskar" oyununa gittiler. yani işte biz böyle sanatsever bir aileyiz.



öyle güzeldi ki. İyi ki gitmiş iyi ki izlemişim.  Müziğini telefon melodisi yapacak kadar etkisinde kalmışım :)

sanatsever olduğumuzdan bahsetmiştim.
mehmet eren Gürhanın sihirli öğretisiyle
daha dün annemizin  şarkısını çalmayı başardı
sanırım piyanoya ya da müziğe eğilimi olacak 


İşte böyle sevgili çocuklarım.  Sizi Size anlattım. Unutmayalım okuyunca hatırlayalım diye bir çaba. Aklımda kalsa sözleriniz yorumlariniz hep yazsam ama hepsi hepsi çok güzel ve öyle hızlı değişiyor ki yazmak mümkün olmuyor. 

Mehmet Erenin beni telefonla arayıp "anneciğim  fazla vaktini almayayim " "arkadaşlarına selam söyle " ev aktivitelerimiz için "haydi sanatımizi yapalım" Ece ile sorun yaşadığında " ece beni sinirlendiriyorsun bak "  cümleleri 

Ecenin bebeklerini yatırıp "seni ben ısırayım mi ha isirayim mi" diye sevmesi, ağzını kocaman açıp yemek isterken "hadi ağzım bekliyoo " demesi , evet-hayır oyunu oynarken asla bu iki kelimeyi kullanmaması 

Can ile Eceye yolda masal anlatırken başka bir çocuktan bahsedip, "o da çok tatliymis" dediğimde Ecenin "benim gibi mi" demesi üzerine Canın atlayıp "hayır benim gibi tatli" demesi

Ah sizi gidi bidiklar. Ömrünüz çok olsun emi, amin :)