23 Ekim 2014 Perşembe

yaz bitti gene geldi sonbahar kış

O kadar uzun zaman oldu ki yazmayalı. Unuttum nasıl yazıyordum ki ben :)

Kısacık bir yaz bitti gitti :(

Bayramlar peş peşe bitti :(

Tatiller hep kısa sürer zaten geçti gitti :(

Ilıcık günlerdeyiz. Arada esintili, arada yağmurlu , arada serin. 
aslında sonbahar da epey sevimli olacak belki de hüznü var işte ...

Pılını pırtısını toplamış gidiyor yaz mevsimi , güneş, ılık sabahlar, güneşli akşamüstleri :(
Upuzun sürüyor kışlar , ya da ben sevmediğime bana öyle geliyor :)
Olsun napalım sağlık olsun. 
Kış da evde güzel zaten. Kestaneler, patlamış mısırlar,…, ııh bulamadım başka bir şey :)

Çocuklar eve kapanacak. Başka birşeyi dert etmiyorum doğrusu. Ama ne iyi ki Türkiyede yaşıyoruz ve sık sık güneş geliyor.




hava serin annecim
olsun parkta oynamak çok eğlenceli anne...
burnunuz akar kuzum
olsun sileriz anne...
öksürürsünüz ama
öksürmek zor değil ki anne..
peki ama üstünüzü ıslatmayın tamam mı
ıslanırsak nolur ki kurur annecim...
...
daha ne diyebilirsiniz ki :)


büyüdükçe dışarıda oynamanın tadına vardılar. Tabi bayramda Çiftelerde ve Seçköyde olmanın tüm avantajlarını kullanarak. bayramlıklarla kumlara dalıp saatlerce kumdan kale yaparak; topu bir oraya bir buraya atıp peşinden koşturarak ...








her gün değişiyormuş bu çocuklar. insan gözünün önündeyken bile farkediyor gerçekten. hızla büyüyor hızla değişiyorlar. 

Mehmet Eren gittikçe çıkıyor bebekliğin saflıklarından. her gün başka bir ağır abi oluyor  karşımda. televizyonu seviyor çok izlemesine engel olmaya çalışsak de seçtiği bazı çizgi filmleri takip etmekten geri kalmıyor. O karakteri yaşıyor adeta. hemen onunla ilgili bir senaryo üretiyor. bize rollerimizi veriyor ve aktion!  :)

internetten araştırdığımda bu normal gibi yazıyorlar aslında yine de endişeleniyorum doğrusu. hayal dünyasının gelişmeye meyilli oldugunu ifade edermiş. engel olmayın, alay etmeyin, katılımcı olmaya çalışın diyor uzmanlar elimizden geldiğince katılıyoruz tabii ama yorucu baya. 

okula hala gelgit içinde gidip geliyor. bazen hevesli ve azimli oluyor bazen ise koyver gitsin havasında. aglıyor, mazeret üretiyor gitmemek için. kıyafetini beğenmeyip değiştirmelerini isteyip, servisi kaçırdıktan sonra neredeyse babaannesine " çak " yapacak kadar sevindiği bile oluyormuş düşünün artık :)

bunlar da normaldir herhalde. düşünsenize bazen biz de işe gelmek ya da başka hiçbir yere gitmek istemiyoruz. ama ağlamıyoruz ya da isyan etmiyoruz. bunlar ne de olsa çocuk daha; rahatlar, açıkça söylüyorlar düşündüklerini, hepsi bu belki de. 

hala yemek sorun evde. masada oturup yemeğini yemiyor. iki lokma alıp kalkıp gidiyor. sonra annesi kaşıkla dolasıyor peşinden. biliyorum hata bende. bu konuda kararlı bir tutum sergileyemedim hala da sergileyemiyorum. ne yapayım onun akranlarından zayıf olusu, bünyesinin çok kuvvetli olmadığını düşünmem elimi kolumu bağlıyor. yedirmezsem yemiyecekmiş gibi geliyor ve aşamıyorum ne yazık ki :( !!!

hala boyaları , renkli kağıtları, yapışkanlı çıkartmaları, oyun hamurlarını çok seviyoruz. saatlerce kagıtları boyayıp katlayıp zımbalayıp "deney"  yapıyoruz. elimiz, yüzümüz, kıyafetlerimiz hatta mobilyalarımız boya içinde kalıncaya kadar çalışıyoruz.  
hala yüzme kursuna yazılacağız ikimiz. tatilde aştı kendini. kollukları da bir atsa baya balık adam oldu aglusum. 




işte böyle abicim :)


evet tatil.
ece biraz daha büyüdü bu tatilde. 
havuza kolluklarla girdi, simiti attı mesela. 
denizden korktu ama havuz eğlenceliydi onun için. 

Can ile giriştiği rekabet malesef ona yemek yedirmemi sağlayamadı. Bu konuda rekabet bile işe yaramıyor. 
Mehmet Eren kaşıkla peşinden gidince yiyor hiç değilse Ece onu da yapmıyor :( o kadar inatçı ve yemek seçici ki ...

konuşması daha da güzelleşti. gerçi hala teşekkür ederim diyemiyor ama oldukça gevezeyiz. 

"bir varmış bir yokmuş , bir tane ece varmış, bu ece çok tatlıymış, ama annesini üzüyomuş..." bu ecenin masalı devamı duruma göre değişiyor. bazen yemek yemiyomuş bazen uyumuyormuş diyor. suçlarını biliyor yani :)

Her fırsatta doğum günü kutluyoruz. "iyi ki doğdun eceee" . bizim için hersey bir pasta olabilir. tahta bir lego, bir araba, bir ekmek dilimi... elimize alıyoruz ve ece hayali mumları üflüyor :)

bu aralar spagetti seviyor. adı da "uzun makarna" iştahsız bebeğim hüp diye nasıl yiyor bu makarnayı. bu çocuklar ilginç varlıklar. 

hala dondurmayı çok seviyoruz. asında dondurmanın külahını seviyoruz daha çok :)





büyüdük hala birbirimizi arıyoruz, özlüyoruz, ihtiyaç duyuyoruz. kardeşlik güzel şey. inşallah bizimkiler de sever birbirini bizim gibi. Kurban bayramı çiftelerde hep birlikte yine "bayram "oldu bu sayede. 





















28 temmuz - 2 yaşındayız artık



prensesim

minik kızım 2 yaşında...

bu yazıyı agustos başında yazmışım ama yayınlamamışım nedense. 

28 temmuz tarihli olarak kabul edin artık :)






ramazan bayramı olması nedeniyle çiftelerde "melike " teyzesinin yaptığı pasta eşliğinde kutladık kuzumun doğum gününü 

iyi ki doğdun bebeğim. iyi ki bizim kızımız oldun prensesim

küçük, çok bilmiş, inatçı, dünyalar tatlısı fındığım






Evimize neşe getirdin seninle dünyamıza" pembe" geldi 
Allah'a her gün şükür etsem de yetmez sizi bize verdiği için. 








"cici giycem " diyerek hergün 5 kere kıyafet değiştirtiyorsun artık;

"çorba içmicem, kavaltı yicem" diyerek anneni peşinden koşturuyorsun artık;

kim ne yaparsa aynısını yapmaya çalışıyor, özellikle de ağabeyini taklit ediyorsun ve bunda da başarılısın artık;

yaşına uygun olarak sen de güzel kalem tutuyor , güzel çizimler yapıyorsun artık;

hala renkleri birbirine karıştırsan da "sarı sarı " rengini biliyorsun artık 

spagetti bile yiyorsun artık ;

meyve yemekte hala zorlansan da canın istediği meyveyi talep ediyorsun artık
"muz yicem" :)

tuvalet eğitimine henüz tam başlamamış olsak da arada sırada oturağına çişini yapıyorsun artık :)







sen bizim prensesimiz, neşe kaynağımız, huzur kapımız oldun. benim cadı, inatçı, cimcime, rüküş, kokoş, tontik kızım ...

şimdiden dediğin olsun diye tutturuyorsun. kararlılığın çaktırmamaya çalışsam da çok hoşuma gidiyor. inşallah hep öyle devam eder. gerçi bu durum bizi epey zorluyor ama :)

canım yavrum benim tüm dileklerin gönlünce gerçekleşsin inşallah 
kuzucum, Annen , baban , kardeşin ve geniş ailemizin geri kalanları hepimiz seni çok seviyoruz.









25 Haziran 2014 Çarşamba

yeniden çifteler

kış aylarından beri çifteler sezonunun açılmasını bekliyorduk. 
açıldı biz de çiftelere aktık.
çocukluğumda sıkıldığım, off puff edip tatilden bir şey anlamadığım bu yerin bir gün beni en çok dinlendiren yer olacağı hiç aklıma gelmezdi. 
sanırım bu da bir yaşlanma alameti :)





evet çocuklar bayıldı, ananeyle dede de onların varlığına bayıldı, hacıanne üşümekten bayıldı velhasıl hepimiz bayıldık çiftelere :) ...

Ece geçen sene minnacıktı anlayamamıştı ama bu sene tam anlamıyla tadını çıkardı. 
çamurla oynadı, top koşturdu, köpekle oynadı. 
köpek de buldu bal gibi kızı atlayıverdi üzerine . 
"köpek devirdi beni, yedi beni anne , yaladı. buralarımı yaladı anne "
bu korkunç olayı bu kadar ucuz atlattığımız için hala çok şükür ediyorum 
iyi köpekmiş bu bonbon!
Mehmet Eren ise kuzen Cihana kavuştu daha ne olsun :)



Sakaryabaşına süper bir havuz yapmışlar. yepyeni ve tertemiz. özenle bakıyorlar. çocuklar çok sevdi. Mehmet Eren de dayanamadı atlayıverdi çocuk havuzuna:)
su biraz soğuk olduğu için çok tutmadık ama çok eğlendi.


Eceye izin çıkmadı tabii. pambık kızım seyretti sadece . ama olsundu. annesi onu tatilde bol bol denize sokardı :) "anne ben havuza girmiycem çok soğuk su "
evet kızım sen girme havuza emi. 
"hayır ben de havuza giricem "
:)

çiftelere gidip de bu klasiği yapmamak elde değil :)


 bu da başka bir klasik tabii. Teyzanneye gidilir de çibörek yemeden dönülür mü hiç.  


Ece de öğrendi hamur açmasını. Hatta dedesine bile öğretti. "bak böle yapıcaksın Dedecim. "



Ayfer Teyze mirasını bizim Merene devretmiş olacak ki farkında olmadan Yaverörende puzzle yapma geleneğini o sürdürdü Dedesiyle :)

deh atım deeh. 
kızım o eşek 
deh eşek deh


çok seviyoruz Eskişehiri. Çocuklarımız da seviyor ne iyi ki. 





ananesinin güneş gözlüğünü ele geçiren oğlum
"bu gözlük bana tam oldu anane. benim olsun mu" :)


çılgın ananenin pembe panteri :)

 


kurt adam ve kırmızı başlıklı kız:)






Ece nin iki tane bebeği var Çiftelerde ananesi verdi. birisinin adı kiraz diğeri çilek
bu isimleri kendisi koydu. bu fotograftaki bebek çilek olan
hiç bırakmadı elinden Bursaya dönene kadar :)

çiftelerde geçirdiğimiz son 1 haftada Ece çok değişti. 
Konuşması daha da farklılaştı. 
Büyüyor bebişim. Çok hızlı hem de. 
ben daha Mehmet Erene bebeğim derken onun böyle bilmiş konuşmaları
çok şaşırtıyor beni. 
"anne sana ne söylücem biliyo musun" (heyecanla cümleye başlarken)
"babacım sözümü dinlemiyosun ama , yat" (babasını bebeği gibi dizine yatırıp)
"bi daha köpeğin yanına gitmiycem anne sözünü dinliycem senin " (köpekten çok korkunca)
artık tuvaletini de söyleyecek belki ama bizim üstüne düşmemiz lazım sanırım 
"anne pırt yapıyorum bekle" diyen bir bebek için zamanıdır herhalde :))








24 Haziran 2014 Salı

kreş bittiii


koca bir yıl geçti ve oğluşumun kreşten mezun olma ya da başka deyişle müsamere günü geldi :)



o gün o kadar heyecanlıydı ki 
sevimliydi çok. 
babasıyla onu okula bıraktıgımızda sadece mutluydu onu fark ettim 
gösteri kısacık ama çok keyifliydi
Merencim hiiç şaşırmadı
aksine arkadaşları ona bakıp kendilerini düzelttiler bazen
biz izleyiciler duygulandık, gözlerimiz doldu. sevindik arada hüzünlendik. 
hepsini bir arada yaşattınız sizi gidi minik canavarlar:)




annesinin minik oğlu büyümüştü ve karne almıştı.
nasıl duygulanmayalım hani :'(



ama o gün Mehmet Erenin olduğu kadar Ecenin de günüydü. o da sahneyle tanıştı çünkü :) gösteri başlayıncaya kadar dedesi onu sahneye bıraktı. biz korkar sandık ama o öyle rahattı ki sahnede cimcime :)



 ailecek oradaydık. ama Melosum Serkan ve Cancan katılamadı. çünkü Cancanımızın bronşit yüzünden nefesi tıkandı. onlar hastaneye gittiler yetişemediler malesef. 
olsun şimdi iyi ya. başka gösterilerde , başka aktivitelerde beraber oluruz inşallah. 

bizde aktivite çok :)

Mehmet Erenin 4 yas için bir doğum günü partisi daha yaptık :)
okuldan sonra bu sefer de aileyle olsun dedik. çok güzel oldu. herkes geldi. 
Dedesinin getirdiği şarjlı araba çok büyük sürpriz oldu ama en çok Ece bindi. Can çalıştırınca korktu, Mehmet Eren de fiziksel atraksiyonların peşinde olduğundan pek ısrarcı olmadı binmek için yani meydan Eceye kaldı. Erkek Fatmam benim:) 

partinin gülleri : Asyiş , Ecoş, Cancan, Duruş , Meren 




iyi ki varsınız çocuklar. Sizin sayenizde bir araya geliyoruz artık. 
ve bu bir araya gelmeler bizi çok mutlu ediyor.
:)




10 Haziran 2014 Salı

bugun 10 haziran , iyi ki doğdun bebeğim...


Bir varmış bir yokmuş...

4 yıl önce bir bebek dünyaya gelmiş..

Ona parmak bebek demişler çünkü çoook minikmiş.

Aceleci bir bebek olduğundan dünyaya 2 ay erken gelivermiş ve tabi doctor amcalar onu küveze koymuş

Orada melek hemşire ablalar ona bakmışlar, onu sevmiş yıkamış doyurmuşlar

Annesi de her gün sütünü sağıp ona götürüyormuş ve hastanenin monitöründen onu izliyormuş.

Böylelikle tam 50 gün geçmiş

50 gün sonra doctor amcalar annesine ve babasına demiş ki “ haydi artık bebeğinizi eve götürün”

Sevinçle ve heyecanla almışlar bebeklerini evlerine götürmüşler...


Evde de şenlik olmuş. Herkes çok mutluymuş. Teyzeleri, eniştesi, anane, dede , babanne , hala, dede ,amca herkes oradaymış

Merakla ve sevinçle bakıyorlarmış bebeğin yüzüne.

Ananesi ve annesi bebeği yıkamışlar tertemiz giysiler giydirmişler.

Mis gibi hazırlanan beşiğine yatırmışlar.

O günden sonra da onu hep çok sevmişler ...




ilk dişini mısırlar patlatarak kutlamışlar

ilk yaş gününde hep birlikte pasta keserek şölen havasında kutlamışlar

her ilki olay olmuş, yazışmışlar paylaşmışlar



İki yaşında kuzeni ve kardeşi dünyaya gelmiş ilk zamanlar zorlansa da onların varlıklarını kabullenmiş içten içe çok sevmiş onları.



Ve.. 
BUGÜN 4 yaşını doldurmuş.

Okullu bir ağabey olmuş.

Bu haftasonu da ilk müsameresine çıkacakmış, heyecanlı , mutlu ve sabırsızmış.
Müsamerede çiçek olacakmış, kızlarsa kelebek
Biraz dans biraz şarkı olacakmış öyle diyormuş ipucu babında :D

eveeet bu çocuğun adı : Mehmet Eren miş. 
iyi ki doğdun Canım oğlum
Allaha seni ve kardeşini bize verdiği için baban ve ben her gün çok şükür ediyoruz. 
Seni ve Eceyi ömrümüz yettiğince sevmeye , çok sevmeye , daha daha çok sevmeye söz veriyoruz...












Sen ve Ece için Allah'a en büyük duam : sağlıklı,mutlu uzuuun bir ömrünüzün olması...
Hani derler ya , torunlarınızın torunlarını görün  inşallah kuzularım

En önemlisi de Allah hep sizinle olsun.
Yüreği inançlı,doğru,dürüst, mert  insanlar olun annecim.
Doğru olan yoldan Allah yolundan hiç ayrılmadan tüm yollarınızı öyle çizin

Baban,ben ve tüm ailemiz,  sizi çok ama çok seviyoruz .
sizin mutluluğunuz için çalışıyor ve yaşıyoruz .
Bunu bilmenizi ve ömrünüz boyunca bizi hiç üzmemenizi diliyorum

Okadar değerlisiniz ki ...
Size ait, sizinle alakalı, sizi hatırlatan herşey çok değerli.

Ben senin haberini aldığımdan ve sonrasında seninle bir “anne” olduğumdan beri kendimi çok özel hissediyorum.

İyi ki doğdun benim içli, yüreği sevgi dolu, davranışlarında hep bir naiflik olan sevgili yavrum. 
Ömrün bereketli , kazançlı, uğurlu olsun annecim.
Doğum günün kutlu olsun...